imamət və xilafət haqqında ilk hədis:
Ali b. Ebû Tâlib der ki: Yüce Allah'ın: «Aşiretinden yakın olan kimseleri, Allah'ın azabıyla korkut.» emri nazil olunca, Rasûlullah (s.a.v.) beni çağırıp: «Ey Ali, dedi. Allah, bana aşiretimden yakın olanları inzâr etmemi emretti. Ben bu yükün altından kalkamadım ve onlara bu işi açıklayacak olursam, onlardan hoşuma gitmeyecek şeylerle karşılaşacağımı biliyorum. Bunun üzerine sesimi çıkarmayıp sustum. Fakat sonunda Cebrâîl bana gelerek; «Ya Muhammed, eğer emrolunduğun şeyi yerine getirmeyecek olursan, Allah seni azaplandıracaktır» dedi. Bunun için-sen bize bir kap yemek yap, onun üzerine bir koyun ayağı atıver. Bir kap ta süt dol- . dur. Sonra da Abdulmuttaliboğullarını onlarla konuşmak ve emredildiği-mi onlara tebliğ etmek üzere yanıma toplantıya çağır.» Bana verdiği emri yerine getirdim ve daha sonra da onları toplantıya davet ettim. O gün. o toplantıya gelenler kırk kişi, ya da bir fazla, yahut bir kişi eksik idiler. Bu kişiler arasında amcaları Ebû Tâlib, Hamza, Abbâs ve Ebû Leheb de vardı. Hepsi bir araya gelince, hazırladığım yemeği getirmemi söyledi. Yaptığım yemeği yere bırakınca, Rasûlullah (s.a.v.), etten bir parça alarak dişleriyle parçaladı ve parçalarını kabın çeşitli yerlerine bıraktıktan sonra onlara: «Allah'ın adıyla alınız» dedi. Hazır bulunanlar, doyuncaya kadar yedi. Fakat ben kapta, onların ellerinin uzandıkları yerlerdeki izlerden başka birşey görmüyordum. Ali'nin nefsini kudret elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, onların tümünün önüne koyduğum yemeği, tek bir kişi yiyebilirdi. Daha sonra Rasûlullah bnna: «Şimdi de gelenlere süt içirl» dedi. Ben de süt kabını alıp geldim. Hepsi de kanıncaya kadar içtiler. Allah'a yemin ederim, bir kişi tek başına onun kadarını İçip bitirebilirdi. Rasûlullah (s.a.v.), onlarla konuşmak isteyince, EbÛ Leheb ondnn önce davranarak: «Sizin adamınızın sizleri ne de müthiş büyüledi!» deyince, Rasûlullah (s.a.v.), kendileriyle konuşamadan, dağıldılar. Daha sonra Rasûlul-îah (s.a.v.), bana: «Yarın, bir daha çağırırsın ya AH, o malum adam, senin işittiğin şekilde benden önce davranıp konuşmaya başladı, onlar da ben konuşamadan dağılıverdiler.» deyip şöyle devam etti: «Şu yaptığın gibi bir daha bizlere yemek hazırla, sonra da onları yanıma toylayıver.» Herkes toplanıp gelince, bir Önceki gün yaptığı gibi yaptı ve onlara aynı kaptan bir daha süt içirdi. Hepsi de kana kana içtiler ve doyuncaya kadar da yediler. Daha sonra Rasûlullah (s.a.v.) sözü alarak şöyle dedi: «Ey Abdulmuttaliboğulları, Allah'a yemin ederim ki, ben hiç bir Arap gencinin size getirdiğimden daha değerli birşeyi kavmine getirmiş olduğunu bilmiyorum. Ben sizlere dünyanın da, âhiretin de hayrını getirmiş bulunuyorum. Yüce Allah da bana, sizleri bu hayra çağırmamı ermetmiş-tir. Bu işte kim bana kardeşim, vasim ve halîfem olmak üzere yardımcı olur?» Hazır bulunanların tümü bu işe yanaşmadı. Bense, aralarında yaşça en küçük, gözleri hapsinden çapaklı, karını hepsinden büyük, bacakları tümünden ince olduğum halde: «Ey Allah'ın peygamberi, bu işte ben senin yardımcın ve destekçin olacağım.» dedim. Bunun üzerine Rasûlullah, boynumdan tutup: «îşte bu, benim kardeşim, vasim ve benden sonra aranızdaki halîfemdir; onu dinleyip itaat edeceksiniz.» dedi.- Bundan sonra orada bulunanlar, gülüşerek kalkıp gittiler. Giderken de babam Ebû Tâlib'e: «Oğlunun dediklerini dinleyip itaat etmen için sana emir verdi.» diyerek takılıyorlardı. (mənbə: imam Nəasiin "Xəsaisul Ələviyyə" kitabı hədis:65; İbn Əl Əsir "Əl kamil fit tarix" cild 2, fəsil 1, "Yüce Allahın, Peygamberine (s.a.a) davetini açıklamasını emretmesi" babı)
həə... qardaşım Ahmed, indi səndən xahiş edirəm bu hədisə cavab ver. biz deyirik ki, bu hədis xilafətə dəlildir çünkü Rəsulullah (s.ə.ə): "bu mənim qardaşım, vəsim və məndən sonra aranızdakı xəlifəmdir" deyir
Сообщение отредактировал Elmeddin.88: 26 ноября 2009 - 16:29